9. Sınıf Türk Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları 2014-2015 EKOYAY Yayınları Sayfa 54
1. Şiirde kullanılan kelimelerin anlamlarını günlük kullanımlarındaki anlamlarıyla karşılaştırdığınızda ne gibi farklılıklar görmektesiniz? Bu farklılıkların sebepleri neler olabilir? Açıklayınız.
Şiirde kullanılan kelimeler günlük hayattaki kullanımlarından farklı kullanılmıştır. Şiirde merdiven, yaprak, akşam sözcükleri gerçek hayattaki kullanımlarından farklı, çeşitli çağrışımlar uyandıracak şekilde kullanılmıştır. Merdivenle insan hayatının dönemleri, yaprak sözcüğüyle anılar, akşam sözcüğüyle ölüm anlatılmaktadır.
Sözcüklerin bu şekilde farklı anlamlarda kullanılması şairin imgelere, sembollere önem verdiğini göstermektedir. Böylece şair, şiire anlam derinliği vermiş, yoruma açık bir anlatım ortaya koymuştur.
2. Ana renklerin dışındaki renkleri (kahverengi, fıstık yeşili vb.) nasıl ifade edersiniz? Bu doğrultuda coşku ve heyecanlarımızı ifade ederken neden imgeye ihtiyacımızın olduğunu tartışınız. Ulaştığınız sonuçları sözlü olarak ifade ediniz.
3. Şiir dilinde imgelerin daha çok soyut düşünceleri ve duyguları ifade etmede bir araç olarak kullanılmasının sebeplerini belirlemeye çalışınız. İmgelerle soyut duygu ve düşünceler arasındaki ilişkiyi açıklayınız.
İmge, hayal unsurlarıdır, şairin buluşudur. İmge, şairin hayal dünyasında gerçekleşene varlık, olay, düşünce ve hareketlerdir. Bir düşünceyi olduğu gibi aktarmanın etkileyiciliği pek yoktur, hayal unsurlarını katarak anlatılan duygu ve düşünceler daha etkili olur. İmgeler, anlatıma güzellik ve derinlik katarlar.
4. Yüzün perde perde solması, güllerin kanaması, suların yanması ifadelerini şairin kullanma amacı nedir? Bu ifadelerden ne anladığınızı sözlü olarak ifade ediniz.
İnsanın ölüme adım adım yaklaştığı anlatılmak istenmiştir.
5. “Merdiven” adlı metinde şairin merdiven ifadesiyle insan ömrünü kastettiğini düşünerek insan ömrüyle ilgili çağrışım yapan kelimeleri aşağıdaki yere yazınız. Bulduğunuz çağrışımların şiir dilindeki önemini sözlü olarak ifade ediniz.
6. “Merdiven” adlı metinde yer alan imgelerdeki söz sanatlarını bulunuz. İmgelerle söz sanatları arasındaki ilişkiyi belirlemeye çalışınız.
İstiare: Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden
Merdiven sözcüğü ile insan hayatı anlatılmaktadır. Açık istiare vardır.
güneş rengi bir yığın yaprak: insanın anıları (açık istiare)
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller ( Bülbüller aleve benzetilmiş = teşbih (benzetme))
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer dizesinde tecahül-i arif sanatı vardır. Suların yanmadığını bildiği halde bilmezlikten geliyor.
Eğilmiş arza kanar muttasıl kanar güller
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?
Bu kıtada güllerin kanaması, kanlı bülbüller, alev, yanmak sözcükleri ile tenasüp sanatı yapılmış. (kırmızı rengi vermeye çalışmış.)
Güllerin kanaması ile kapalı istiare sanatı yapılmış. (Güller kanayan canlı bir varlığa benzetilmiş.)
Şiirin hemen her dizesinde imge vardır. İmgelerde şairin hayal gücü olduğu için imgelerde sanatlı, mecazlı kullanım görülür.
7. “Merdiven” adlı şiirde birbirini ses ve anlam bakımından çağrıştıran kelimeleri belirleyerek aşağıdaki boş yere yazınız.
Şiirde birbirini çağrıştıran sözcükler:
güneş, sema, hava, kızıl, akşam, kanamak, alev, tunç
9. sınıf Türk edebiyatı kitabı cevapları Ekoyay diğer sayfalar
28 Ekim 2014 Salı
9. Sınıf Türk Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları 2014-2015 EKOYAY Yayınları Sayfa 53
9. Sınıf Türk Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları 2014-2015 EKOYAY Yayınları Sayfa 53
5. “Gün Eksilmesin Penceremden” şiiri hangi duygu ve düşünceler neticesinde ortaya çıkmış olabileceğini açıklayınız.
5. Gün Eksilmesin Penceremden şiirinde ölüm karşısında duyulan çaresizlik ifade ortaya konmuş. Şair, ölümden kaçışın mümkün olmadığını bilmektedir. Hiç olmazsa ömrünü mutluluk içinde geçirmeyi dilemektedir.
1. ETKİNLİK:
6. “Olamam” ve “Gün Eksilmesin Penceremden” adlı şiirlerin yazıldıkları dönem ile temaları arasındaki ilişkiyi belirleyiniz. Elde ettiğiniz sonuçlardan hareketle temanın, metnin yazıldığı döneme göre değişip değişmediğini sözlü olarak ifade ediniz.
Olamam şiiriin şairi Arif Nihat Asya, Milli Mücadele yıllarını yaşamış, o dönemin acılarını, sıkıntılarını yakından görmüş bir şairdir. Milli değerlere önem veren şair, bu düşüncelerini şiirde dile getirmiştir.
Gün Eksilmesin Penceremden şiiri Cahit Sıtkı Tarancı tarafından Cumhuriyet Dönemi'nde yazılmıştır. Şiirde bireysel bir konu işlenmiştir. Ölüm korkusu, şiirin yazıldığı dönemde olduğu gibi birçok dönemde işlenmiştir.
7. “Gün Eksilmesin Penceremden” ve “Kimsesizlik” şiirlerini dil ve anlatım tarzları bakımından karşılaştırınız. Şiirdeki dil ve ifade tarzının benzer ve farklı yönlerini belirleyerek tahtaya yazınız.
Gün Eksilmesin Penceremden şiirinin dil ve anlatım özelliği: Günlük konuşma dilinin doğallığı içinde şair, duygularını samimi bir ifadeyle dile getirmiş. Açık, sade, akıcı br dil kullanılmıştır.
Kimsesizlik şiirinin dil ve anlatım özelliği: Açık, sade bir dil kullanılmış. Benzetmeler ve imgeler kullanılmıştır.
8. “Gün Eksilmesin Penceremden” adlı metindeki şiirin 1 ve 2. dörtlüğündeki ifade tarzlarını karşılaştırınız. Şairin ruh hâli ile kullanılan ifade biçimi arasında bağ kurmaya çalışınız.
İlk dörtlükte şairin duygu ve düşüncelerini görüyoruz. Ölüm gerçeği karşısında şairin çaresizliği yansıtılıyor. İkinci dörtlükte gönlünden geçenleri yansıtıyor. Şair, Tanrı'dan istediklerini gönlünün aracılığıyla dile getirmiş.
9. sınıf Türk edebiyatı kitabı cevapları Ekoyay diğer sayfalar
5. “Gün Eksilmesin Penceremden” şiiri hangi duygu ve düşünceler neticesinde ortaya çıkmış olabileceğini açıklayınız.
5. Gün Eksilmesin Penceremden şiirinde ölüm karşısında duyulan çaresizlik ifade ortaya konmuş. Şair, ölümden kaçışın mümkün olmadığını bilmektedir. Hiç olmazsa ömrünü mutluluk içinde geçirmeyi dilemektedir.
1. ETKİNLİK:
6. “Olamam” ve “Gün Eksilmesin Penceremden” adlı şiirlerin yazıldıkları dönem ile temaları arasındaki ilişkiyi belirleyiniz. Elde ettiğiniz sonuçlardan hareketle temanın, metnin yazıldığı döneme göre değişip değişmediğini sözlü olarak ifade ediniz.
Olamam şiiriin şairi Arif Nihat Asya, Milli Mücadele yıllarını yaşamış, o dönemin acılarını, sıkıntılarını yakından görmüş bir şairdir. Milli değerlere önem veren şair, bu düşüncelerini şiirde dile getirmiştir.
Gün Eksilmesin Penceremden şiiri Cahit Sıtkı Tarancı tarafından Cumhuriyet Dönemi'nde yazılmıştır. Şiirde bireysel bir konu işlenmiştir. Ölüm korkusu, şiirin yazıldığı dönemde olduğu gibi birçok dönemde işlenmiştir.
7. “Gün Eksilmesin Penceremden” ve “Kimsesizlik” şiirlerini dil ve anlatım tarzları bakımından karşılaştırınız. Şiirdeki dil ve ifade tarzının benzer ve farklı yönlerini belirleyerek tahtaya yazınız.
Gün Eksilmesin Penceremden şiirinin dil ve anlatım özelliği: Günlük konuşma dilinin doğallığı içinde şair, duygularını samimi bir ifadeyle dile getirmiş. Açık, sade, akıcı br dil kullanılmıştır.
Kimsesizlik şiirinin dil ve anlatım özelliği: Açık, sade bir dil kullanılmış. Benzetmeler ve imgeler kullanılmıştır.
8. “Gün Eksilmesin Penceremden” adlı metindeki şiirin 1 ve 2. dörtlüğündeki ifade tarzlarını karşılaştırınız. Şairin ruh hâli ile kullanılan ifade biçimi arasında bağ kurmaya çalışınız.
İlk dörtlükte şairin duygu ve düşüncelerini görüyoruz. Ölüm gerçeği karşısında şairin çaresizliği yansıtılıyor. İkinci dörtlükte gönlünden geçenleri yansıtıyor. Şair, Tanrı'dan istediklerini gönlünün aracılığıyla dile getirmiş.
9. sınıf Türk edebiyatı kitabı cevapları Ekoyay diğer sayfalar
26 Ekim 2014 Pazar
9. Sınıf Türk Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları 2014-2015 EKOYAY Yayınları Sayfa 52
1. “Olamam” adlı metinde, birimlerdeki ses ve anlam kaynaşmasından oluşan düşünceleri, şiirin bölümlerini dikkate alarak sıralayınız. Her birimde anlatılanları birer cümleyle ifade ediniz. Şiiri oluşturan birimlerin bir tema etrafında birleştiği, başka bir değişle şiirdeki birimlerin ortak paydasının en kısa ifadesine şiirin teması dendiğine göre bu metinde birimlerin hangi tema etrafında birleştiğini sözlü olarak ifade ediniz.
2. Temanın soyut bir kavram veya düşünce olarak eser dışında da var olduğunu, metinde somutlaşan temaya da konu denildiğini dikkate alarak “Olamam” adlı şiirin konusunu belirleyiniz.
Şiirde Türk milletinin bayraksız yaşayamayacağı anlatılıyor. Bu şiirin temasını "bayrak sevgisi" dersek şiirin konusu "Türk milletinin bayraksız yaşayamayacağı"dır.
3. Arif Nihat Asya hakkında bir araştırma yapmıştınız. Şairin hayatı ve düşünceleri ile “Olamam” şiirindeki tema arasında paralellikler kurmaya çalışınız. Şaire niçin “bayrak şairi” denildiğini açıklayınız.
Şiirde şair, bayrak sevgisinin önemini anlatıyor. İnsanın bayrağa çok şey borçlu olduğu dile getiriliyor. Bayrağı dalgalanan insan bağımsızdır. Birçok şeyi bağımsız yaşamamız sayesinde yapabiliyoruz.
Arif Nihat Asya,birçok şiirinde milli duyguları, bayrak sevgisini dile getirdiği için Bayrak Şairi olarak anılmaktadır.
9. sınıf Türk edebiyatı kitabı cevapları Ekoyay diğer sayfalar
9. Sınıf Türk Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları 2014-2015 EKOYAY Yayınları Sayfa 51
9. Sınıf Türk Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları 2014-2015 EKOYAY Yayınları Sayfa 51
5. 50. sayfadaki 2.2. metin ile aşağıdaki 2.3, 2.4 ve 2.5. metinlerdeki şiirleri yapı bakımından karşılaştırınız. Şiirlerin yazılış dönemleri ile yapı özellikleri arasında bağ kurmaya çalışınız.
2.2 Metin (Gazel) :
Yapı özelliği: Beyit nazım birimiyle ve gazel nazım şekliyle yazılmıştır. Aruz ölçüsü kullanılmıştır.
Yazıldığı dönem: 16. yüzyıl
2.3 Metin (Karanfil)
Yapı özelliği: Üçer dizelik bentler halinde yazılmış. Aruz ölçüsü kullanılmış.
Yazıldığı dönem: Servet-i Fünun Dönemi, 20. yüzyıl
2.4 Metin (Sana)
Yapı özelliği: Serbest şiirdir. Dize birimi esas alınmıştır.
Yazıldığı dönem: Cumhuriyet Dönemi
2.5 Metin (Aşk Ölümcül Bir Rüyadır)
Yapı özelliği: Serbest şiir örneğidir. Dize birimi esas alınmıştır.
Yazıldığı dönem: Cumhuriyet Dönemi
b)
Nazım birimi: Şiirde uyak ve ölçünün belli bir nazım birimini temel alarak belli bir düzen içinde birleşmesinden oluşur. Nazım şekillerinin dönemlere göre farklılık göstermesinde edebi gelenekler, sanat anlayışı etkili olmuştur. Şairin işlediği tema, bağlı olduğu gelenek, dünya görüşü nazım şekillerinin oluşumunda etkilidir.
2. Etkinlik: Bir şiirde yapı unsurlarıyla ahenk unsurları anlamlı bir bütünlük meydana getirir. Çünkü şiir hem ritim (ses tekrarlarıyla yapılan uyum) hem de anlam bakımından güzelliği amaçlar.
9. sınıf Türk edebiyatı kitabı cevapları Ekoyay diğer sayfalar
5. 50. sayfadaki 2.2. metin ile aşağıdaki 2.3, 2.4 ve 2.5. metinlerdeki şiirleri yapı bakımından karşılaştırınız. Şiirlerin yazılış dönemleri ile yapı özellikleri arasında bağ kurmaya çalışınız.
2.2 Metin (Gazel) :
Yapı özelliği: Beyit nazım birimiyle ve gazel nazım şekliyle yazılmıştır. Aruz ölçüsü kullanılmıştır.
Yazıldığı dönem: 16. yüzyıl
2.3 Metin (Karanfil)
Yapı özelliği: Üçer dizelik bentler halinde yazılmış. Aruz ölçüsü kullanılmış.
Yazıldığı dönem: Servet-i Fünun Dönemi, 20. yüzyıl
2.4 Metin (Sana)
Yapı özelliği: Serbest şiirdir. Dize birimi esas alınmıştır.
Yazıldığı dönem: Cumhuriyet Dönemi
2.5 Metin (Aşk Ölümcül Bir Rüyadır)
Yapı özelliği: Serbest şiir örneğidir. Dize birimi esas alınmıştır.
Yazıldığı dönem: Cumhuriyet Dönemi
b)
Nazım birimi: Şiirde uyak ve ölçünün belli bir nazım birimini temel alarak belli bir düzen içinde birleşmesinden oluşur. Nazım şekillerinin dönemlere göre farklılık göstermesinde edebi gelenekler, sanat anlayışı etkili olmuştur. Şairin işlediği tema, bağlı olduğu gelenek, dünya görüşü nazım şekillerinin oluşumunda etkilidir.
2. Etkinlik: Bir şiirde yapı unsurlarıyla ahenk unsurları anlamlı bir bütünlük meydana getirir. Çünkü şiir hem ritim (ses tekrarlarıyla yapılan uyum) hem de anlam bakımından güzelliği amaçlar.
9. sınıf Türk edebiyatı kitabı cevapları Ekoyay diğer sayfalar
23 Ekim 2014 Perşembe
9. sınıf Türk edebiyatı ders kitabı cevapları Ekoyay Yayınları Sayfa 50
9. sınıf Türk edebiyatı ders kitabı cevapları Ekoyay Yayınları Sayfa 50
1. “Semai” adlı şiirde, dizeler nasıl düzenlenmiştir? Bu düzenleniş ile şiirin bütününü oluşturan anlam parçaları arasındaki ilişkiyi açıklayınız.
Semai adlı şiirde dizeler dörtlük oluşturacak biçimde düzenlenmiştir. Her dörtlük dört dizeden meydana gelmiş. Dörtlükler anlam bütünlüğüne sahiptir. Dörtlüklerin bir araya gelerek anlam bütünlüğü oluşturmasıyla şiirin teması ortaya konmuştur.
2. “Semai” adlı metinde sonlarındaki benzeşen sesleri bularak uyak düzenini bir şemayla gösteriniz. Bu şemaya göre şiirdeki dizelerin sıralanışı ile ahenk unsurları arasında nasıl bir ilişki olduğunu açıklayınız.
3. “Semai” adlı şiirin temasını belirleyiniz. Dörtlüklerde anlatılanlar ile şiirin teması arasındaki ilişkiyi sözlü olarak ifade ediniz.
Şiirde "ilahi aşk" işlenmiştir. Şiirdeki tema ilahi aşktır. Her dörtlükte ilahi aşkın farklı bir yönü dile getirilmiştir.
4. Sınıfa getirdiğiniz şiirler ile “Semai” şiiri üzerinde birimleri birleştiren bir düşüncenin, bir gayenin olup olmadığını, bu birimlerin nasıl birleştiğini şiirlerde gösteriniz. Birimleri birleştirme tarzı dönemden döneme değişir mi? Sözlü olarak ifade ediniz.
Şiirlerde birimler, belli bir duygu veya düşünce etrafında birleşir. Birimleri birleştirme tarzı dönemden döneme değişir. Halk şiirinde dörtlükler kullanılırken, divan şiirinde beyitler, modern şiirlerde serbest birimler veya dörtlükler kullanılır.
1. “Semai” adlı şiirde, dizeler nasıl düzenlenmiştir? Bu düzenleniş ile şiirin bütününü oluşturan anlam parçaları arasındaki ilişkiyi açıklayınız.
Semai adlı şiirde dizeler dörtlük oluşturacak biçimde düzenlenmiştir. Her dörtlük dört dizeden meydana gelmiş. Dörtlükler anlam bütünlüğüne sahiptir. Dörtlüklerin bir araya gelerek anlam bütünlüğü oluşturmasıyla şiirin teması ortaya konmuştur.
2. “Semai” adlı metinde sonlarındaki benzeşen sesleri bularak uyak düzenini bir şemayla gösteriniz. Bu şemaya göre şiirdeki dizelerin sıralanışı ile ahenk unsurları arasında nasıl bir ilişki olduğunu açıklayınız.
3. “Semai” adlı şiirin temasını belirleyiniz. Dörtlüklerde anlatılanlar ile şiirin teması arasındaki ilişkiyi sözlü olarak ifade ediniz.
Şiirde "ilahi aşk" işlenmiştir. Şiirdeki tema ilahi aşktır. Her dörtlükte ilahi aşkın farklı bir yönü dile getirilmiştir.
4. Sınıfa getirdiğiniz şiirler ile “Semai” şiiri üzerinde birimleri birleştiren bir düşüncenin, bir gayenin olup olmadığını, bu birimlerin nasıl birleştiğini şiirlerde gösteriniz. Birimleri birleştirme tarzı dönemden döneme değişir mi? Sözlü olarak ifade ediniz.
Şiirlerde birimler, belli bir duygu veya düşünce etrafında birleşir. Birimleri birleştirme tarzı dönemden döneme değişir. Halk şiirinde dörtlükler kullanılırken, divan şiirinde beyitler, modern şiirlerde serbest birimler veya dörtlükler kullanılır.
22 Ekim 2014 Çarşamba
9. sınıf Türk edebiyatı ders kitabı cevapları Ekoyay Yayınları Sayfa 49
9. sınıf Türk edebiyatı ders kitabı cevapları Ekoyay Yayınları Sayfa 49
3.
6. Şiirlerin ait oldukları şiir gelenekleri:
1.1. Metin: Serbest şiir
1.2 Metin: Halk şiiri, tasavvuf şiiri geleneği
1.3 Metin: Serbest şiir
1.4 Metin: Biçim olarak divan şiiri, içerik olarak Tanzimat şiiri geleneği
1.5 Metin: Biçim olarak divan şiiri, içerik olarak Tanzimat şiiri geleneği
7. “Anadolu Gerçeği” şiiri ile 48. sayfadaki 1.3 ve 1.4. metinlerin ifade tarzları dikkate alındığında Türk şiirinde bir yergi geleneğinden söz edilebilir mi? Metinlerde şairlerin dönemlerindeki zihniyeti hangi yönleriyle yerdiklerini sözlü olarak ifade ediniz.
Türk şiirinde yerginin önemli bir yeri vardır. Divan şiirinde Nef'i, halk şiirinde Seyrani yergileriyler tanınmıştır. Bu metinlere bakarsak, Anadolu Gerçeği şiirinde Anadolu gerçeğini bilmeyenler yeriliyor. 1.3 nolu metinde dünyayı umursamayan, dünyadaki gelişmelerden bihaber insanlar yerilmektedir. Ziya Paşa'nın 1.4 nolu şiirinde kendi kültürüne, dinine sırt çevirip Batı'yı körü körüne taklit edenler eleştiriliyor.
8. 1.1. metinde, şairin şiirine “Anadolu Gerçeği” ismini vermiş olmasının sebepleri neler olabilir?
Şair, Anadolu'nun sadece doğal güzelliklerini, kültürünü anlatıp geri kalmışlığını, yoksulluğunu görmezden gelenlerin dikkatini çekmek amacıyla şiirine Anadolu Gerçeği adını vermiştir.
9. “Anadolu Gerçeği” adlı metinde şairin amacı Anadolu’yu anlatmak mı yoksa Anadolu insanından kopuk olduğunu düşündüğü bir zihniyeti eleştirmek midir? Düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.
Şiirde ağırlıklı olarak Anadolu insanından kopuk zihniyetin eleştirildiğini görüyoruz. Eleştiriyle birlikte şair, bizlere Anadolu gerçeğini de anlatıyor.
10. “Anadolu Gerçeği” adlı metinde şairin “Savuş git içimizden.” diye seslendiği kişinin duygu ve düşünce dünyası hakkında çıkarımlarda bulununuz.
3.
6. Şiirlerin ait oldukları şiir gelenekleri:
1.1. Metin: Serbest şiir
1.2 Metin: Halk şiiri, tasavvuf şiiri geleneği
1.3 Metin: Serbest şiir
1.4 Metin: Biçim olarak divan şiiri, içerik olarak Tanzimat şiiri geleneği
1.5 Metin: Biçim olarak divan şiiri, içerik olarak Tanzimat şiiri geleneği
7. “Anadolu Gerçeği” şiiri ile 48. sayfadaki 1.3 ve 1.4. metinlerin ifade tarzları dikkate alındığında Türk şiirinde bir yergi geleneğinden söz edilebilir mi? Metinlerde şairlerin dönemlerindeki zihniyeti hangi yönleriyle yerdiklerini sözlü olarak ifade ediniz.
Türk şiirinde yerginin önemli bir yeri vardır. Divan şiirinde Nef'i, halk şiirinde Seyrani yergileriyler tanınmıştır. Bu metinlere bakarsak, Anadolu Gerçeği şiirinde Anadolu gerçeğini bilmeyenler yeriliyor. 1.3 nolu metinde dünyayı umursamayan, dünyadaki gelişmelerden bihaber insanlar yerilmektedir. Ziya Paşa'nın 1.4 nolu şiirinde kendi kültürüne, dinine sırt çevirip Batı'yı körü körüne taklit edenler eleştiriliyor.
8. 1.1. metinde, şairin şiirine “Anadolu Gerçeği” ismini vermiş olmasının sebepleri neler olabilir?
Şair, Anadolu'nun sadece doğal güzelliklerini, kültürünü anlatıp geri kalmışlığını, yoksulluğunu görmezden gelenlerin dikkatini çekmek amacıyla şiirine Anadolu Gerçeği adını vermiştir.
9. “Anadolu Gerçeği” adlı metinde şairin amacı Anadolu’yu anlatmak mı yoksa Anadolu insanından kopuk olduğunu düşündüğü bir zihniyeti eleştirmek midir? Düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.
Şiirde ağırlıklı olarak Anadolu insanından kopuk zihniyetin eleştirildiğini görüyoruz. Eleştiriyle birlikte şair, bizlere Anadolu gerçeğini de anlatıyor.
10. “Anadolu Gerçeği” adlı metinde şairin “Savuş git içimizden.” diye seslendiği kişinin duygu ve düşünce dünyası hakkında çıkarımlarda bulununuz.
Anadoluyu tanımayan, Anadolu insanını küçümseyen, Anadolu kültürünü beğenmeyen bir kişi olabilir.
9. sınıf Türk edebiyatı ders kitabı cevapları Ekoyay Yayınları Sayfa 47
9. sınıf Türk edebiyatı ders kitabı cevapları Ekoyay Yayınları Sayfa 48
9. sınıf Türk edebiyatı Ekoyay cevapları diğer sayfalar
21 Ekim 2014 Salı
9. sınıf Türk edebiyatı ders kitabı cevapları Ekoyay Yayınları Sayfa 48
9. sınıf Türk edebiyatı ders kitabı cevapları Ekoyay Yayınları Sayfa 48
Coşku ve Heyecana Bağlı Anlatım Etkinlik Cevapları
1. “Anadolu Gerçeği” adlı metinde şair, şiirine yansıttığı Anadolu’yu zihninde nasıl kurgulamıştır? Bunu hangi kelime, benzetme ve örneklerle anlatmaktadır? Bu bilgiler ışığında şiirin yazıldığı dönemdeki hâkim zihniyeti belirleyiniz.
Şair, Anadolu’yu “çıplak topraklar, boz bulanık sular, kurbağa ve köpek sesleri, ıssızlık, kerpiç evler, tandır ekmeği, kar, tipi, yarı çıplak çocuklar” gibi kelime ve örneklerle zihninde canlandırmıştır. Bu ifadelerden de şiirin yazıldığı dönemde Anadolu'nun köylerinde geri kalmışlık, yoksulluk gibi sorunların olduğunu söyleyebiliriz.
2. Aşağıda yer alan 1.2. ve 1.3. metinler arasındaki zihniyet farklılıklarını belirlemeye çalışınız. Belirlediğiniz farklılıkları sözlü olarak ifade ediniz.
1.2 METİN: Dini duyarlılığın olduğu bir şiirdir. Tasavvuf düşüncesinin yansıtıldığı bu şiirde Allah aşkı insan sevgisi yansıtılıyor. Gönül almanın önemine değinilmiş, gönül kırmanın olumsuz etkisinden bahsedilmiş.
1.3 METİN: Bu şiirde de dünyadaki olaylarla ilgilenmeyen, bunları umursamayan insanlar eleştirilmiş. Bireysel değerlerin yanında evrensel değerlerle de ilgilenmek gerektiği ifade edilmiş.
Coşku ve Heyecana Bağlı Anlatım Etkinlik Cevapları
1. “Anadolu Gerçeği” adlı metinde şair, şiirine yansıttığı Anadolu’yu zihninde nasıl kurgulamıştır? Bunu hangi kelime, benzetme ve örneklerle anlatmaktadır? Bu bilgiler ışığında şiirin yazıldığı dönemdeki hâkim zihniyeti belirleyiniz.
Şair, Anadolu’yu “çıplak topraklar, boz bulanık sular, kurbağa ve köpek sesleri, ıssızlık, kerpiç evler, tandır ekmeği, kar, tipi, yarı çıplak çocuklar” gibi kelime ve örneklerle zihninde canlandırmıştır. Bu ifadelerden de şiirin yazıldığı dönemde Anadolu'nun köylerinde geri kalmışlık, yoksulluk gibi sorunların olduğunu söyleyebiliriz.
1.2 METİN: Dini duyarlılığın olduğu bir şiirdir. Tasavvuf düşüncesinin yansıtıldığı bu şiirde Allah aşkı insan sevgisi yansıtılıyor. Gönül almanın önemine değinilmiş, gönül kırmanın olumsuz etkisinden bahsedilmiş.
1.3 METİN: Bu şiirde de dünyadaki olaylarla ilgilenmeyen, bunları umursamayan insanlar eleştirilmiş. Bireysel değerlerin yanında evrensel değerlerle de ilgilenmek gerektiği ifade edilmiş.
9. sınıf Türk edebiyatı ders kitabı cevapları Ekoyay Yayınları Sayfa 47
9. sınıf Türk edebiyatı ders kitabı cevapları Ekoyay Yayınları Sayfa 47
9. sınıf Türk edebiyatı ders kitabı cevapları Ekoyay Yayınları Sayfa 47
Coşku ve Heyecanı Dile Getiren Metinler: Şiir
HAZIRLIK
Coşku ve Heyecanı Dile Getiren Metinler: Şiir
HAZIRLIK
Zihniyet nedir?
Zihniyet, bir dönemdeki sosyal, siyasî, İdarî, adlî, askerî, dinî güçlerin, sivil toplum örgütlerinin, ticarî hayatın, eğitim etkinliklerinin birlikte oluşturdukları ortam ve bunların hiçbirine indirgenemeyen duygu, anlayış ve zevk bütünüdür. Bir başka deyişle zihniyet, bir toplumun ya da kültürün bireylerinin duyuş ve düşünüşteki birlikteliğidir.
Sanat eserleri yazıldığı dönemin izlerini taşır. Sanatçılar da bir sosyal çevre içerisinde yaşarlar ve içinde bulundukları sosyal kültürel olaylardan etkilenirler. Bundan dolayı eserlerinde yaşadıkları dönemin zihniyetini yansıtırlar. Bir eseri incelerken o eserin yazıldığı dönemi ve sanatçının özelliklerini göz önünde bulundurmak gerekir.
Zihniyet denince aklımıza neler gelmeli? Kısaca söyleyelim.
Zihniyet denince aklımıza dönemin,
sosyal ve siyasi olayları
kültürü
sanat zevki
insanlar arası ilişkileri
bilimsel ve teknik düzeyi
sürdürülen yaşama biçimi
eğitim anlayışı
gelecek kaygısı
inanç sistemleri gelmelidir.
“Tema” kavramının anlamını sözlük ve değişik kaynaklardan öğreniniz.
Tema nedir?
Bir sanat eserinin merkezinde yer alan temel duygu ve düşünce demektir.
Konu ile tema birbirinden farklıdır. T ema, bir yazıda işlenen görüş veya düşünceye denir. Konu ise bir yazıda temanın sınırlandırılması, daha somut hâle getirilmesidir. Öyleyse bir metin veya yazıda tema genel, konu ise temaya göre daha özeldir. Tema soyut bir düşünce, konu ise bu soyut düşüncenin daraltılarak somut hâle getirilmesidir. Örneğin “sevgi, ölüm, ayrılık…” birer temadır. Bu somut kavram ya da düşünceler metinde somutlaştırıldığında konuyu oluşturur, konu hâline gelir. Örneğin “Sevginin toplum yaşamındaki yeri, ölüm duygusunun Türk şiirindeki yansımaları” birer konudur.
Edebî söz sanatları ve imge kavramı hakkında bilgiler derleyiniz.
Lale Devri ve İstiklal Savaşı yıllarındaki sosyal, kültürel ve siyasi ortam hakkında bilgi edininiz. Sınıfa bu dönemlere ait edebî metinler getiriniz.
Lâle Devri’nde Sosyal ve Kültürel Hayat
Lâle Devri, Osmanlı Devleti’nde, 1718 yılında Avusturya ile imzalanan Pasarofça Antlaşması ile başlayıp, 1730 yılındaki Patrona Halil isyanı ile sona eren dönemdir. Bu dönemin padişahı III. Ahmet, sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’dır. “Zevk ve sefâ" devri olarak bilinir. Adını, o dönemde İstanbul'da yetiştirilen ve zamanla ünü dünyaya yayılan lale çiçeklerinden alır. Bu dönem gerileme dönemine dahil olmaktadır.
Lale Devri’nde savaş yapılmamış, kültürel ve sosyal etkinliklere daha çok önem verilmiştir. Bu dönemde ilk matbaa kurulmuş, Avrupa devletlerinde ilk elçilikler açılmış, Batı'nın mimari ve süsleme sanatları ilk kez uygulanmıştır. Lale Devri’nin en büyük nakkaşı Levnî'dir.
Lale Devri, başta padişah ve çevresi olmak üzere İstanbul halkı için bir eğlence dönemi olarak dikkat çeker. İstanbul’un ormanlık alanlarında ve boğaz kıyılarında gezinti yerleri yapılmış, buralarda birçok kültür etkinliği yapılmıştır. Sandallarla Boğazın serin sularında romantik turlar moda haline gelmiştir. Şiire büyük bir önem verilmiştir. Dönemin en büyük şairi Nedim’dir. İstanbul insanının o dönemdeki günlük yaşamı, zevkleri ve sosyal ilişkileri Nedim'in şiirlerinde açıkça görülmektedir.
Lale Devri, Osmanlı Devleti'nin eğlence ve sanata aşırı harcamalar yaptığını ve fetihlerin durduğunu öne süren Patrona Halil adındaki bir yeniçeri komutanının çıkardığı ayaklanma ile sona ermiştir.
İstiklal Savaşı Yıllarında Sosyal ve Kültürel Hayat
Osmanlı Devleti'nin çöküş sürecini hızlandıran I. Dünya Savaşı 20. yüzyılın başında geniş bir coğrafyaya yayılmış ve nihayet 1920’lerin başında Osmanlı Devleti de savaşa dâhil olmuştur. Sevr Antlaşması ve sonrasında Mondros Mütarekesi ile siyasi gücünü iyice kaybeden Osmanlı, artık Batılı devletlerin parsellediği bir toprak parçası haline gelmiştir.
istiklal Savaşı öncesinde İstanbul halkı büyük bir ümitsizlik içindeydi. Padişah, İstanbul'un işgal edilmesiyle tamamen İngilizlerin kontrolü altına girmiş, işgal güçlerinin izni olmadan hiçbir faaliyet hatta hiçbir yazışma yapılamaz olmuştu. Böyle bir ümitsizlik ortamında Mustafa Kemal gizlice Anadolu’ya geçerek halkı mücadeleye hazırlamış ve işgale karşı savaşlar başlamıştır.
Savaş yıllarında İstanbul'da çeşitli düşünce akımları önem kazanmış, bunlardan en çok Türkçülük ve İslamcılık etkili olmuştur. Halk bir yandan Kurtuluş Savaşı’nın heyecanını duyarken bir yandan da ekonomik sıkıntılar yaşamaktadır. Bu dönemin yazarları, eserleriyle halkı Milli Mücadele’ye motive etmiştir. Devlet kurumları işlevini yitirmiş olsa da toplumda güçlü bir kaynaşma ve mücadele duygusu hakim olmuştur. Bu birlik anlayışının oluşmasında edebiyat önemli bir görev üstlenmiştir.
Ahenk ve ritim kelimelerinin anlamlarını bularak defterinize yazınız.
Ahenk kelimesi “uyum” anlamına gelmektedir.
Edebiyattaki anlamı: Kelimelerin birbiriyle ses ve anlam bakımından etkileyici bir bütün olması
Ritim: Bir dizede ya da müzikte ses tekrarından doğan ahenktir. Ritim sağlamada ölçü ve duraklar önemli yer tutar.
Şiirde ahengi sağlayan ses ve ritim unsurlarının başında ölçü, uyak, redif, aliterasyon ve asonans gelir.
Derste kullanmak üzere İstanbul’dan bahseden bir haber yazısı ve bir coğrafya metni getiriniz.
Sınıfa Türk edebiyatının farklı dönemlerine ait şiir metinleri getiriniz.
Cahit Sıtkı Tarancı, Âşık Veysel, Arif Nihat Asya, Mehmet Emin Yurdakul, Cahit Külebi ve Dadaloğlu’nun hayat, eserleri, fikirleri hakkında bilgiler toplayınız.
Halk şiiri, divan şiiri, modern şiir, serbest şiir, saf şiir vb. şiir anlayışları hakkında araştırma yapınız.
Bir şiiri, yapboza benzetirsek şiiri meydana getiren parçalar neler olur? Bu parçalar şekil ve anlamca bir araya gelerek bir bütünü nasıl oluşturur? Sözlü olarak ifade ediniz.
“Bir mıh bir nal, bir nal bir at, bir at bir kahraman, bir kahraman bir ordu, bir ordu bir ülke kurtarır.” sözünden hareketle parçaların, bir bütünü oluşturmada nasıl bir işleve sahip olduğunu açıklayınız.
Şiirlerde çoğunlukla ele alınan konular nelerdir?
✓ “Şiir sırrın dilidir.” sözü ne anlama gelmektedir? Yorumlayınız.
Bilimsel dil, hukuk dili, tıp dili gibi söz gruplarından ne anlıyorsunuz? Bunların günlük konuşma dilinden farklılıkları nelerdir?
“Şarkı söylemek - sohbet etmek, dans etmek - yürümek, fotoğraf çekmek - resim yapmak” eşleştirmelerinde verilen eylemler arasında ne gibi benzerlik ve farklılıklar vardır? Sözlü olarak ifade ediniz.
Gelenek ne demektir? Gelenekle taklit arasındaki fark nedir? Resim, müzik, mimari, şiir gibi alanlarda gelenekten söz edilebilir mi? Nasıl? Açıklayınız.
19 Ekim 2014 Pazar
Dillerin Sınıflandırılması Köken Bakımından Diller Şema Halinde
11. Sınıf Türk Edebiyatı Kitabı Cevapları Lider Yayınları 2014-2015 Sayfa 40
11. Sınıf Türk Edebiyatı Kitabı Cevapları Lider Yayınları 2014-2015 Sayfa 40
2. Etkinlik: Üç gruba ayrılınız. Grup sözcülerinizi seçiniz. “Sergüzeşt” adlı metni aşağıdaki başlıklara göre inceleyiniz. Ulaştığınız sonuçları grup sözcülerinden sözlü olarak ifade etmelerini isteyiniz.
• Metindeki mekân tasvirlerini belirleyiniz. Bu tasvirlerin gerçeğe uygunluğunu araştırınız, işlevini belirleyiniz (birinci grup). CEVAPLAR EKLENECEK...
• Metindeki zaman ile olay örgüsü arasındaki ilişkiyi belirleyiniz (ikinci grup).
• Metindeki kişilerin olay örgüsü içindeki işlevini belirleyiniz (üçüncü grup).
8. Metnin ana düşüncesi ile yazıldığı dönemin sosyal hayatı arasındaki ilişkiyi belirleyiniz.
9. Metnin ana düşüncesi yaşanılan gerçekliği mi yoksa insana özgü yaşanabilir bir gerçekliği mi ifade etmektedir? Niçin?
3. Etkinlik: Metindeki temel çatışmayı dikkate aldığınızda, roman kahramanlarından hangilerinin düşüncelerine katılıyorsunuz? Niçin?
4. Etkinlik: İki gruba ayrılınız. Grup sözcülerinizi seçiniz. Grup sözcülerinin birinden aşağıdaki tabloyu tahyaya çizmesini isteyiniz. Yazarın fikrî yönünü (birinci grup) ve edebî yönünü (ikinci grup) inceleyerek çıkarımlarda bulununuz. Grup sözcülerinden ulaştığınız sonuçları tahtadaki tabloya maddeler hâlinde yazmalarını isteyiniz.
5. Etkinlik: “Sergüzeşt” romanı hakkındaki duygu ve düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız. Farklı duygu ve düşüncelerin sebeplerini tartışınız.
6. Etkinlik: “Sergüzeşt” romanının romantizmin hangi özelliklerini taşıdığını maddeler hâlinde belirleyiniz.
7. Etkinlik: İki gruba ayrılınız. “Sergüzeşt” romanında aile kavramına nasıl yaklaşıldığını (birinci grup) ve romanın ana düşüncesi ile sosyal gerçeklik arasındaki ilişkiyi (ikinci grup) belirleyiniz. Ulaştığınız sonuçları sözlü olarak ifade ediniz.
2. Etkinlik: Üç gruba ayrılınız. Grup sözcülerinizi seçiniz. “Sergüzeşt” adlı metni aşağıdaki başlıklara göre inceleyiniz. Ulaştığınız sonuçları grup sözcülerinden sözlü olarak ifade etmelerini isteyiniz.
• Metindeki mekân tasvirlerini belirleyiniz. Bu tasvirlerin gerçeğe uygunluğunu araştırınız, işlevini belirleyiniz (birinci grup). CEVAPLAR EKLENECEK...
• Metindeki zaman ile olay örgüsü arasındaki ilişkiyi belirleyiniz (ikinci grup).
• Metindeki kişilerin olay örgüsü içindeki işlevini belirleyiniz (üçüncü grup).
8. Metnin ana düşüncesi ile yazıldığı dönemin sosyal hayatı arasındaki ilişkiyi belirleyiniz.
9. Metnin ana düşüncesi yaşanılan gerçekliği mi yoksa insana özgü yaşanabilir bir gerçekliği mi ifade etmektedir? Niçin?
3. Etkinlik: Metindeki temel çatışmayı dikkate aldığınızda, roman kahramanlarından hangilerinin düşüncelerine katılıyorsunuz? Niçin?
4. Etkinlik: İki gruba ayrılınız. Grup sözcülerinizi seçiniz. Grup sözcülerinin birinden aşağıdaki tabloyu tahyaya çizmesini isteyiniz. Yazarın fikrî yönünü (birinci grup) ve edebî yönünü (ikinci grup) inceleyerek çıkarımlarda bulununuz. Grup sözcülerinden ulaştığınız sonuçları tahtadaki tabloya maddeler hâlinde yazmalarını isteyiniz.
5. Etkinlik: “Sergüzeşt” romanı hakkındaki duygu ve düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız. Farklı duygu ve düşüncelerin sebeplerini tartışınız.
6. Etkinlik: “Sergüzeşt” romanının romantizmin hangi özelliklerini taşıdığını maddeler hâlinde belirleyiniz.
7. Etkinlik: İki gruba ayrılınız. “Sergüzeşt” romanında aile kavramına nasıl yaklaşıldığını (birinci grup) ve romanın ana düşüncesi ile sosyal gerçeklik arasındaki ilişkiyi (ikinci grup) belirleyiniz. Ulaştığınız sonuçları sözlü olarak ifade ediniz.
CEVAPLAR EKLENECEK...
11. Sınıf Türk Edebiyatı Kitabı Cevapları Lider Yayınları 2014-2015 Sayfa 39
11. Sınıf Türk Edebiyatı Kitabı Cevapları Lider Yayınları 2014-2015 Sayfa 39
1. Metinde geçen olayları defterinize yazarak metnin olay örgüsünü belirleyiniz. Olay örgüsünün yaşanmadığı, yaşandığı düşünülen ya da hayal edilen bir olaydan yola çıkılarak düzenlendiğini söyleyebilir misiniz? Niçin?
1. Metnin olay örgüsü şu şekildedir:
• Dilber’in Kafkasya'dan kaçırılıp İstanbul’a getirilmesi ve Mustafa Efendi’ye hizmetçi olarak satılması
• Mustafa Efendi’nin onu Asaf Paşa Konağına satması
• Asaf Bey’in ressam oğlu Celal’in Avrupa’dan dönmesi
• Celal’in resim yaparken Dilber’i model olarak kullanması ve Dilber'e aşık olması. Dilber'in de bu aşka karşılık vermesi
• Zehra Hanım’ın Celal’i yatağında bulamayıp tedirgin olması
• Dilber’in de yatağında olmadığını gören Zehra Hanım’ın durumdan şüphelenmesi ve Asaf Bey'e Celal ile Dilber’in aşk yaşadıklarını söylemesi
• Asaf Bey’in bu ilişkiye karşı çıkması
• Celal’in Münevver Bey Konağında bir eğlence toplantısına katılması
• Buradaki genç kızların Celal’in etrafında toplanıp Celal'e ilgi göstermeleri
• Oğullarının bir cariyeye aşık olmasını uygun görmeyen Asaf Paşa ile Zehra Hanım’ın bir sabah Celal henüz uykudayken Dilber’i gizlice bir esirciye satmaları
• Celal’in İstanbul’da günlerce Dilber’i araması fakat bulamaması
• Mısır’da bir konağa satılan Dilber’in yeni efendisine odalık olmayı reddederek hapsedilmesi.
• Sarayda ona aşık olan Cevher adındaki harem ağasının Dilber’i hapisten kaçırması, bu sırada merdivenden düşmesi
• Cevher’in Dilber’e İstanbul’a dönmesi için bir bileti vermesi ve ölmesi
• İstanbul'a yalnız başına dönemeyeceğini anlayan Dilber’in Nil Nehri’ne atlayarak canına kıyması
2. Olay örgüsünü oluşturan olaylar nerede ve hangi dönemde geçmektedir?
2. Olay örgüsünü oluşturan olayların büyük bir bölümü İstanbul’da, zengin konaklarında geçmektedir. Olay örgüsünün başında Kafkasya, sonunda ise Mısır'dan söz ediliyor ama bu yerlerle ilgili ayrıntılara yer verilmiyor. Üzerinde en çok durulan mekânlar İstanbul ve konaklardır.
Olay örgüsünde anlatılanlar, 19.yüzyılda geçiyor. Osmanlı Devleti bu yüzyılda her ne kadar Batılılaşma sürecinde olsa da kölelik, cariyelik gibi geçmişten kalan bazı sosyal geleneksel alışkanlıklar devam etmektedir
3. Annesi Zehra Hanım, babası Asaf Paşa ve amcası Münevver Beyin Celal Beye karşı tutum ve davranışlarından yola çıkarak romandaki temel çatışmayı söyleyiniz.
3. Romandaki temel çatışmayı aşk ve sosyal statü olarak ifade edebiliriz. Celal Bey’in annesi, babası ve amcası Dilber’i Celal’e uygun görmezler. Bu, toplum tarafından da uygun görülmeyen, ayıp sayılabilecek bir durum olarak görülür. Oysa Celal'e göre Dilber’in bir cariye, bir hizmetçi olmasının hiçbir önemi yoktur. O, Dilber’i bir “insan” olarak görmekte, sosyal statüsüyle ilgilenmemektedir.
4. Celal Bey, Dilber, Asaf Paşa, Zehra Hanım, Münevver Bey’in kişisel özelliklerini aşağıdaki tabloya yazınız.
1. Metinde geçen olayları defterinize yazarak metnin olay örgüsünü belirleyiniz. Olay örgüsünün yaşanmadığı, yaşandığı düşünülen ya da hayal edilen bir olaydan yola çıkılarak düzenlendiğini söyleyebilir misiniz? Niçin?
1. Metnin olay örgüsü şu şekildedir:
• Dilber’in Kafkasya'dan kaçırılıp İstanbul’a getirilmesi ve Mustafa Efendi’ye hizmetçi olarak satılması
• Mustafa Efendi’nin onu Asaf Paşa Konağına satması
• Asaf Bey’in ressam oğlu Celal’in Avrupa’dan dönmesi
• Celal’in resim yaparken Dilber’i model olarak kullanması ve Dilber'e aşık olması. Dilber'in de bu aşka karşılık vermesi
• Zehra Hanım’ın Celal’i yatağında bulamayıp tedirgin olması
• Dilber’in de yatağında olmadığını gören Zehra Hanım’ın durumdan şüphelenmesi ve Asaf Bey'e Celal ile Dilber’in aşk yaşadıklarını söylemesi
• Asaf Bey’in bu ilişkiye karşı çıkması
• Celal’in Münevver Bey Konağında bir eğlence toplantısına katılması
• Buradaki genç kızların Celal’in etrafında toplanıp Celal'e ilgi göstermeleri
• Oğullarının bir cariyeye aşık olmasını uygun görmeyen Asaf Paşa ile Zehra Hanım’ın bir sabah Celal henüz uykudayken Dilber’i gizlice bir esirciye satmaları
• Celal’in İstanbul’da günlerce Dilber’i araması fakat bulamaması
• Mısır’da bir konağa satılan Dilber’in yeni efendisine odalık olmayı reddederek hapsedilmesi.
• Sarayda ona aşık olan Cevher adındaki harem ağasının Dilber’i hapisten kaçırması, bu sırada merdivenden düşmesi
• Cevher’in Dilber’e İstanbul’a dönmesi için bir bileti vermesi ve ölmesi
• İstanbul'a yalnız başına dönemeyeceğini anlayan Dilber’in Nil Nehri’ne atlayarak canına kıyması
2. Olay örgüsünü oluşturan olaylar nerede ve hangi dönemde geçmektedir?
Olay örgüsünde anlatılanlar, 19.yüzyılda geçiyor. Osmanlı Devleti bu yüzyılda her ne kadar Batılılaşma sürecinde olsa da kölelik, cariyelik gibi geçmişten kalan bazı sosyal geleneksel alışkanlıklar devam etmektedir
3. Annesi Zehra Hanım, babası Asaf Paşa ve amcası Münevver Beyin Celal Beye karşı tutum ve davranışlarından yola çıkarak romandaki temel çatışmayı söyleyiniz.
3. Romandaki temel çatışmayı aşk ve sosyal statü olarak ifade edebiliriz. Celal Bey’in annesi, babası ve amcası Dilber’i Celal’e uygun görmezler. Bu, toplum tarafından da uygun görülmeyen, ayıp sayılabilecek bir durum olarak görülür. Oysa Celal'e göre Dilber’in bir cariye, bir hizmetçi olmasının hiçbir önemi yoktur. O, Dilber’i bir “insan” olarak görmekte, sosyal statüsüyle ilgilenmemektedir.
Kişiler | Kişisel özellikleri |
Dilber | Daha çocuk yaşlarda Kafkasya’dan kaçırılarak İstanbul’a getirilmiş, köle olarak satılan bir kızdır. Utangaç, ürkek ve dürüsttür. Güzelliği ile Celal’in dikkatini çekmiştir fakat Celal’den yararlanmayı hiçbir zaman düşünmez. Namusuna, onuruna düşkün bir kızdır. |
Celal Bey | Avrupa’da eğitim gören, sanata düşkün bir genç. Batı'da edindiği kültürün etkisiyle hayata bakışı içinde yaşadığı toplumdan, anne ve babaasından farklıdır. Zengin olmasına rağmen bir cariyeye aşık olacak kadar alçakgönüllüdür. Sınıf ve sosyal statü farklılıklarını önemsemez. Yazarın düşüncelerine en yakın karakterdir. |
Asaf Paşa | Zengin, kibirli, eşine karşı son derece nazik bir İstanbul beyefendisidir. Oğlunun gönül ilişkisine karşı çıkmış ve yanlış gördüğü bu durumun devam etmemesi için Dilber’i gizlice başkasına satmıştır. |
Zehra Hanım | Oğlunun Dilber’i sevdiğini anlayınca toplum tarafından kınanma korkusuna kapılır. Telaşlı bir kişiliği vardır. Kendince biricik oğlunu bir kötülükten kurtarmaya çalışmaktadır. Fakat ona en büyük kötülüğü yaptığının farkında değildir. |
Münevver Bey | 0 dönemdeki asilzadelerle dostluk ve akrabalık ilişkileri kurmak, zengin ve soylu bir çevre edinmek arzusu olan bir kişidir. |
5. Metnin ana düşüncesini belirtiniz.
Esir olsa bile her insanın duyguları ve kalbi vardır.
6. Metindeki anlatıcının bakış açısı nedir? Metinde yazarın duygu ve düşüncelerini açıkça ortaya koyduğu bölümleri gösteriniz.
İlahi bakış açısı
Yazarın duygu ve düşünceleri açıkça ortaya koyduğu bölümler:
“Ruhun heyecan ve ıstırap anlarında bulduğu en büyük teselli, anladığı en güzel lisan, şiirden sonra galiba müziktir.”
“İclal Hanım, histen bir parçacık nasibi olan gönüller için bile tehlike teşkil eden o neşeli ve manalı gülümseyişlerine devam ederek...”
7. Metin kişilerinin karakter mi yoksa tip mi olduklarını belirleyerek karşılarındaki kutucuğa işaretleyiniz.
11. Sınıf Türk Edebiyatı Kitabı Cevapları Lider Yayınları 2014-2015 Sayfa 36
16 Ekim 2014 Perşembe
9. sınıf Dil ve Anlatım Ders Kitabı Cevapları Ada Yayınları Sayfa 47, 48
9. sınıf Dil ve Anlatım Ders Kitabı Cevapları Ada Yayınları Sayfa 47, 48
1.Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere uygun kelimeleri yazınız.
•Çince, Bask dili, Afrika dilleri yalınlayan (tek heceli) dillerdendir.
•Dünya dil aileleri ses sistemi, yapı ve söz dizimleri bakımından gruplara ayrılır.
•Almanca Hint Avrupa Dil Ailesinin bir üyesidir.
2.Aşağıdakilerden hangisi Hint-Avrupa Dil Ailesi’nin Asya kollarından biri değildir?
A.Sanskritçe B. Flemenkçe C. Tarihî Avestçe
D.Ermenice E. Farsça
3. Aşağıdakilerden hangisi Ural-Altay Dil Ailesi’ne mensup dillerin özelliklerinden biri değildir?
A. Hepsinin eklemeli (bağlantılı) diller olması
B. Hepsinde ünlü uyumunun bulunması
C. Söz diziminde sözcüklerin sıralanışının aynı olması
D. Hepsinin aynı kaynaktan gelip gelmediğinin belli olmaması
E. Sözcüklerin, söz içerisinde değişikliğe uğramaması
CEVAP: E
4. Aşağıdakilerden hangisi Ural-Altay Dil Ailesi’nin kollarından biridir?
A. Arapça B. Akadça C. Samoyed Dilleri
D. Arnavutça E. Keltçe
CEVAP: C
5. Türkçenin dünya dilleri arasındaki yerini söyleyiniz.
Türkçe, Ural-Altay dil ailesinin Altay koluna mensup, sondan eklemeli bir dildir.
6. Türkçenin dönemlerini söyleyiniz.
7. Aşağıdakilerden hangisi Orta Türkçe Dönemine aittir?
A. Tatar Türkçesi B. Kırgız Türkçesi
D. Anadolu Türkçesi E. Kazak Türkçesi
C. Doğu Türkçesi
CEVAP: D
8. Aşağıdakilerden hangisi Ural - Altay Dil Ailesi’nin Ural koluna ait değildir?
A. Macarca
B. Fince
C. Moğolca
D. Ugorca
E. Permce
CEVAP: C
10. Aşağıdaki özelliklerden hangisi Türk dilinin tarihî gelişimiyle ilişkili değildir?
A. Anadolu Türkçesinin, XV. yüzyılda Türklerin Anadolu'ya yerleşmesiyle başlaması
B. Doğu Türkçesinin. Hakaniye ve Çağatay koluna ayrılarak devam etmesi
C. Osmanlı Türkçesinin, Batı Türkçesinin devamı olması
D. Türkiye Türkçesinin İstanbul ağzı temelinde oluşması
E. Kazakça, Kırgızca, Özbekçe gibi Türk yazı dillerinin XX. yüzyılın başında ortaya çıkması
CEVAP: A
12 Ekim 2014 Pazar
9. sınıf Türk edebiyatı ders kitabı cevapları Ekoyay Yayınları Sayfa 45-46
9. sınıf Türk edebiyatı ders kitabı cevapları Ekoyay Yayınları Sayfa 45-46
ÜNİTE SONU DEĞERLENDİRMESİ
A. Aşağıdaki soruları sözlü olarak cevaplayınız.
• Sanat ve edebiyatın insan hayatındaki yeri nedir? Açıklayınız.
İnsan hayatında faydanın yanında güzelllik de ister. İnsanın temel ihtiyaçları onun maddi gereksinimlerini karşılarken insan ruhunu doyuran sanatttır. Hayattan zevk almak, hayatı zevkli ve daha anlamlı hale getirmek isteği sonucu insan sanata yönelmektedir.
• Bir metni, edebî metin yapan özellikler nelerdir?
İnsanda estetik zevk ve hayranlık uyandırır.
Edebi bir dille yazılır.
Yoruma açıktır.
Kurmacadır.
Her okuyuşta farklı anlamlar içerir.
Edebi metinlerin özellikleri ile ilgili bilgi için TIKLAYIN
B. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan noktalı yerleri uygun ifadelerle doldurunuz.
• Fonetik ve ritmik sanatlara özgü malzemelerin karışımıyla karma sanatlar oluşur.
• Değişik edebiyat türlerinde kaleme alınmış, sanat değeri taşıyan eserlerin her birine edebi metin
denir.
C. Aşağıdaki cümlelerde yer alan bilgilerin doğru olup olmadığını belirleyerek uygun seçeneği işaretleyiniz.
• Bilim ile güzel sanatlar arasındaki en temel farklılık bilimin faydayı, güzel sanatların ise estetiği ön planda tutmasıdır. Doğru ( X )-Yanlış ( )
• Edebî metinlerde anlatılanlar yaşamın bire bir aynısıdır. Doğru ( )-Yanlış ( X )
• Edebî metinlerde dilin şiirsel işlevi kullanılır. Doğru ( X )-Yanlış ( )
Ç. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.
1. İlk çağlardan günümüze kadar insanoğlunun sanatla uğraştığını, ekonomik ve kültürel düzeyleri düşük insanların bile sanata ilgi duyduklarını, sanat eseri olduğundan kuşku duyulamayacak çalışmalar ortaya koyduklarını biliyoruz.
Bu sözleri izleyebilecek en uygun cümle aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bu bakımdan sanat konularının tartışılması her zaman olumlu sonuçlar doğurur.
B) Belki de insanı hayvandan ayıran niteliklerin başında onun bu yanı gelmektedir.
C) Çünkü sanat eserinin yaratılması, sanatçının düş gücüne sıkı sıkıya bağlıdır.
D) Burada söz konusu olan; kişiye, onun çevresine ilişkin toplumsal koşullardır.
E) Böylece sanat, insanlığın her döneminde farklı bir biçime bürünmüştür.
1987 - ÖSS
CEVAP: B
2. Ne roman bir toplum bilim kitabı ne de şiir bir doğrular topluluğudur. Bir sanat eserini yalnızca bilgiler ve doğrular topluluğu olarak kabul etmek, sanatın varlığı ve özünü görmemek demektir. Balzac (Balzak)’ı yaşadığı dönemin toplum olaylarını öğrenmek için okuduğunu kim söyleyebilir? Böyle olsaydı bu olayları anlatan sayfalar birer tarih belgesi sayılmaz mıydı?
Bu parçadan aşağıdaki sonuçların hangisi çıkarılabilir?
A) Klasik eserler, yaratıldıkları dönemin önemli olaylarını yansıtır.
B) Sanat eseri ile fikir eserini birbirinden ayırmak kolaydır.
C) Sanat eserinde kesin bilgilere ve doğrulara yer yoktur.
D) Toplum sorunlarını yansıtan ya da bilgi veren eserler kalıcı olmaz.
E) Bilgi vermek, edebî eserlerin temel işlevi değildir.
1989 - OSS
CEVAP: E
3. Gerçekte edebiyatın görünür amacı betimleme, biliminki de açıklamadır. Bununla birlikte sonuçta her ikisi de insanın anlama çabasını gerektirir. Bu bakımdan birbirlerine karşıt olduklarından söz edilemez. Ancak çok küçük bir fark söz konusu olabilir. Şöyle ki bilim, bilimsel bilginin oluşmasına yardım edecek bir anlatım yolu izler. Anlattıklarını kanıtlamaya çalışır. Edebiyat ise bundan kaçınır. O, hiçbir şeyi kanıtlamak zorunda değildir. Bu da edebiyatı daha özgür kılar.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemistir?
A) Edebiyatla bilimin ortak yönüne
B) Edebiyatı bilimden ayıran kimi özelliklere
C) Bilimle edebiyatın zıt alanlar olduğu görüşünün yanlışlığına
D) Bilimin işlev yönünden edebiyattan üstün olduğuna
E) Edebiyatın ve bilimin anlatım biçimlerine
1994 - ÖYS
CEVAP: D
4. “Gençliğimde okuduğum kitapları yeniden okuyacak yaşa geldim.’’demiş bir yazar. Ne kadar doğru! On ya da yirmi yıl önce okuduğumuz bir kitabı yeniden elimize aldığımızda ya da eski bir filmi tekrar izlediğimizde ne kadar değişik izlenimler ediniyor, nasıl da farklı yorumlara varabiliyoruz! Aynı durum, kuşkusuz, tiyatro için de geçerli. On yıl önce izlediğimiz bir oyunu, aynı yönetmenin on yıl sonraki yorumuyla seyrederken bu gerçeği daha iyi algılıyoruz.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Değişik sanat yapıtları temelde benzer nitelikler taşır.
B) Tiyatro yönetmenleri aynı oyunu zaman zaman farklı yorumlarla sunarlar.
C) Yazarlar yaşlandıkça yaratma güçleri artmaktadır.
D) İnsanların bakış açıları, değerlendirme ölçütleri yaşla birlikte değişmektedir.
E) Tiyatro yapıtları, değişik biçimlerde yansıtılmaya uygundur.
ÜNİTE SONU DEĞERLENDİRMESİ
A. Aşağıdaki soruları sözlü olarak cevaplayınız.
• Sanat ve edebiyatın insan hayatındaki yeri nedir? Açıklayınız.
İnsan hayatında faydanın yanında güzelllik de ister. İnsanın temel ihtiyaçları onun maddi gereksinimlerini karşılarken insan ruhunu doyuran sanatttır. Hayattan zevk almak, hayatı zevkli ve daha anlamlı hale getirmek isteği sonucu insan sanata yönelmektedir.
• Bir metni, edebî metin yapan özellikler nelerdir?
İnsanda estetik zevk ve hayranlık uyandırır.
Edebi bir dille yazılır.
Yoruma açıktır.
Kurmacadır.
Her okuyuşta farklı anlamlar içerir.
Edebi metinlerin özellikleri ile ilgili bilgi için TIKLAYIN
B. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan noktalı yerleri uygun ifadelerle doldurunuz.
• Fonetik ve ritmik sanatlara özgü malzemelerin karışımıyla karma sanatlar oluşur.
• Değişik edebiyat türlerinde kaleme alınmış, sanat değeri taşıyan eserlerin her birine edebi metin
denir.
C. Aşağıdaki cümlelerde yer alan bilgilerin doğru olup olmadığını belirleyerek uygun seçeneği işaretleyiniz.
• Bilim ile güzel sanatlar arasındaki en temel farklılık bilimin faydayı, güzel sanatların ise estetiği ön planda tutmasıdır. Doğru ( X )-Yanlış ( )
• Edebî metinlerde anlatılanlar yaşamın bire bir aynısıdır. Doğru ( )-Yanlış ( X )
• Edebî metinlerde dilin şiirsel işlevi kullanılır. Doğru ( X )-Yanlış ( )
Ç. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.
1. İlk çağlardan günümüze kadar insanoğlunun sanatla uğraştığını, ekonomik ve kültürel düzeyleri düşük insanların bile sanata ilgi duyduklarını, sanat eseri olduğundan kuşku duyulamayacak çalışmalar ortaya koyduklarını biliyoruz.
Bu sözleri izleyebilecek en uygun cümle aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bu bakımdan sanat konularının tartışılması her zaman olumlu sonuçlar doğurur.
B) Belki de insanı hayvandan ayıran niteliklerin başında onun bu yanı gelmektedir.
C) Çünkü sanat eserinin yaratılması, sanatçının düş gücüne sıkı sıkıya bağlıdır.
D) Burada söz konusu olan; kişiye, onun çevresine ilişkin toplumsal koşullardır.
E) Böylece sanat, insanlığın her döneminde farklı bir biçime bürünmüştür.
1987 - ÖSS
CEVAP: B
2. Ne roman bir toplum bilim kitabı ne de şiir bir doğrular topluluğudur. Bir sanat eserini yalnızca bilgiler ve doğrular topluluğu olarak kabul etmek, sanatın varlığı ve özünü görmemek demektir. Balzac (Balzak)’ı yaşadığı dönemin toplum olaylarını öğrenmek için okuduğunu kim söyleyebilir? Böyle olsaydı bu olayları anlatan sayfalar birer tarih belgesi sayılmaz mıydı?
Bu parçadan aşağıdaki sonuçların hangisi çıkarılabilir?
A) Klasik eserler, yaratıldıkları dönemin önemli olaylarını yansıtır.
B) Sanat eseri ile fikir eserini birbirinden ayırmak kolaydır.
C) Sanat eserinde kesin bilgilere ve doğrulara yer yoktur.
D) Toplum sorunlarını yansıtan ya da bilgi veren eserler kalıcı olmaz.
E) Bilgi vermek, edebî eserlerin temel işlevi değildir.
1989 - OSS
CEVAP: E
3. Gerçekte edebiyatın görünür amacı betimleme, biliminki de açıklamadır. Bununla birlikte sonuçta her ikisi de insanın anlama çabasını gerektirir. Bu bakımdan birbirlerine karşıt olduklarından söz edilemez. Ancak çok küçük bir fark söz konusu olabilir. Şöyle ki bilim, bilimsel bilginin oluşmasına yardım edecek bir anlatım yolu izler. Anlattıklarını kanıtlamaya çalışır. Edebiyat ise bundan kaçınır. O, hiçbir şeyi kanıtlamak zorunda değildir. Bu da edebiyatı daha özgür kılar.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemistir?
A) Edebiyatla bilimin ortak yönüne
B) Edebiyatı bilimden ayıran kimi özelliklere
C) Bilimle edebiyatın zıt alanlar olduğu görüşünün yanlışlığına
D) Bilimin işlev yönünden edebiyattan üstün olduğuna
E) Edebiyatın ve bilimin anlatım biçimlerine
1994 - ÖYS
CEVAP: D
4. “Gençliğimde okuduğum kitapları yeniden okuyacak yaşa geldim.’’demiş bir yazar. Ne kadar doğru! On ya da yirmi yıl önce okuduğumuz bir kitabı yeniden elimize aldığımızda ya da eski bir filmi tekrar izlediğimizde ne kadar değişik izlenimler ediniyor, nasıl da farklı yorumlara varabiliyoruz! Aynı durum, kuşkusuz, tiyatro için de geçerli. On yıl önce izlediğimiz bir oyunu, aynı yönetmenin on yıl sonraki yorumuyla seyrederken bu gerçeği daha iyi algılıyoruz.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Değişik sanat yapıtları temelde benzer nitelikler taşır.
B) Tiyatro yönetmenleri aynı oyunu zaman zaman farklı yorumlarla sunarlar.
C) Yazarlar yaşlandıkça yaratma güçleri artmaktadır.
D) İnsanların bakış açıları, değerlendirme ölçütleri yaşla birlikte değişmektedir.
E) Tiyatro yapıtları, değişik biçimlerde yansıtılmaya uygundur.
CEVAP: D
9. sınıf Türk edebiyatı ders kitabı cevapları Ekoyay Yayınları 40-41-42. Sayfalar
9. sınıf Türk edebiyatı ders kitabı cevapları Ekoyay Yayınları 40-41-42. Sayfalar
10. “Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi” adlı metinde anlatılanların gerçek hayatta yaşanıp yaşanamayacağını tartışınız. Metinde insana özgü özelliklerin, hayattan birebir mi yoksa kurgulanarak mı alındığını sözlü olarak ifade ediniz.
Metinde anlatılanlar gerçek hayatta yaşanabilecek türdendir. Yazar insana özgü gerçeklikleri kendi hayal dünyasında kurgulayarak aktarmıştır.
11. “Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi” adlı metnin dil özelliklerinden, metinde söz edilen “vapur, gazete ve radyo” gibi araçları göz önünde bulundurarak edebî eserin yazıldığı zamanı belirlemeye çalışınız. Metinden hareketle edebî eserin yazıldığı dönemin özelliklerinin yazar tarafından metne nasıl yansıtıldığını açıklayınız.
Metinde yer alan vapur, gazete, radyo gibi kelimelerden hareketle metnin Cumhuriyetin ilk yıllarında yazıldığını söyleyebiliriz.
12. “Farklı bilim dallarına ait bilgilere sahip olmak, kültürlü ve birikimli olmak, belirli bir yaş ve olgunluğa sahip olmak” gibi özelliklerin bir metnin yorumlanmasında ne gibi etkileri olabileceğini tartışınız. Tartışma sonunda edebî bir metnin anlamlandırılmasına nelerin etki ettiğini liste hâlinde tahtaya yazınız.
“Farklı bilim dallarına ait bilgilere sahip olmak, kültürlü ve birikimli olmak, belirli bir yaş ve olgunluğa sahip olmak” gibi özellikler bir metnin yorumlanmasında etkilidir. Edebi metin her insanı farklı etkiler. Kişiler, kendi bilgi, kültür birikimlerine göre edebi metinlerden farklı sonuçlar çıkarır.
13. “İnsanların sabah işlerine gitmek için toplu taşıma araçlarına koşuşturmaları, geç kalma telaşı içinde olmaları” konusunu hangi edebî tür içinde işlemeyi tercih edersiniz? Dış dünyadaki somut objelerin ya da iç dünyamıza ait duygu, düşünce ve hayallerin edebî bir metnin teması olup olamayacağını sözlü olarak ifade ediniz.
İnsanların sabah işlerine gitmek için toplu taşıma araçlarına koşuşturmaları, geç kalma telaşı içinde olmaları konusu hikaye türüyle anlatılabilir.
Dış dünyamızdaki somut objeler, öğretici metinlerle daha iyi anlatılabilir. İç dünyamızdaki duygu, düşünce ve hayaller edebi eserlerle daha etkili anlatılır.
14. Bilimsel gerçeklik ve edebî gerçeklik kavramları arasındaki farklılıkların neler olduğunu tartışınız. Ulaştığınız sonuçları maddeler hâlinde tahtaya yazınız.
Bilimsel gerçeklik gerçeği olduğu gibi yansıtır, nesneldir, öğreticilik vardır, bilgiler kesindir.
Edebi gerçeklik ise gerçeğin yazar tarafından değiştirilmiş halidir, kurmacadır.
15. “Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi” adlı metnin yazıldığı dönemin özelliklerini yansıtan hangi ifadeler yer almaktadır? Belirlediğiniz ifadelerden hareketle metnin kaleme alındığı dönemin sosyal hayatı ile ilgili çıkarımlarda bulununuz. Çıkarımlarınızı sözlü olarak ifade ediniz.
Metinden çıkardıklarımız:
Vapur seferleri önemli bir yere sahip
Eski kitap satan yerlerin olması
Mağazalarda radyoların satılması
Cumhuriyetin ilk yıllarında (tahmini 1940'lı yıllar) yazılmış.
16. “Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi” adlı metinde dile getirilen gerçekliğin yalnız bir kişiye veya olaya özgü bir durum olup olmadığını tartışınız. Edebî bir metinde farklı dönemlerin, farklı görünüş ve değişik kişilerin eserin yapısı içinde verilip verilemeyeceğini açıklayınız. Ortaya çıkan sonuçlara göre “Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi” adlı metnin tikelde tümeli temsil etmesine örnekler veriniz.
Metin, yazarın kendi duygu ve düşüncelerini yansıtmasının yanında dönemin sosyal ve kültürel özelliklerini de vermektedir. O yılların İstanbul'unu görüyoruz metinde.
17. “Beklenen”, “Fil”, “Lütfen Dokunmayın” ve “Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi” adlı metinlerin temalarını belirleyiniz. Her edebî metnin belirli bir tema etrafında oluşup oluşmadığını tartışınız. Ulaştığınız sonuçları sözlü olarak ifade ediniz.
Beklenen: Özlem
Fil: Algılama farklılığı, görecelik
Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi: İstanbul
18. “Sanat Geneli ya da Özü Yansıtır” metninde tarihî gerçeklikle kurguya dayalı gerçeklik arasındaki farkların nasıl ortaya konulduğunu belirleyiniz. Belirlediğiniz farklılıkları sözlü olarak ifade ediniz.
Bu metinde gerçekliğin birçok detayının olduğu, sanatçının bu detaylardan gereksiz olanları ayıklayarak insanın özüne uygun olanları ele alması gerektiği ifade ediliyor.
19. “Sanat Geneli ya da Özü Yansıtır” adlı metne göre sanatçının, hayatı ve insanı yansıtırken izlenimlerini nasıl aktardığını sözlü olarak ifade ediniz.
Cevap 18'e bakınız.
1. Sevdiğiniz şiirleri yeniden okuma ihtiyacı hissetmenizin sebepleri nelerdir? Şiirlerin her okunduğunda farklı anlamlar kazanıp kazanmadığını sözlü olarak ifade ediniz.
Şiirde duygu ve düşünce ve hayaller yoğun bir şekilde işlenir, imgelere yer verilir. Şiir her okuyuşta yeni çağrışımlar uyandırı.
2. “Fil” adlı metinde temel anlamları dışında kullanılan kelime ve ifadelerin altlarını çiziniz. Bu kelime ve ifadelerden yola çıkarak edebî bir metinde anlamların bağlama göre değişip değişmediğini belirleyiniz. Ulaştığınız sonuçları sözlü olarak ifade ediniz.
seçemiyordu, anladığı, tutarak, tutunarak, tutmadığı
Edebi bir metinde anlam bağlama göre farklılık gösterebilir.
3. “Edebî metin özel bir iletişim aracıdır.” ifadesinden ne anlıyorsunuz? Edebî bir metni diğer iletişim araçlarından ayıran belirgin farklar nelerdir? Düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.
Edebi metin iletiyi duygu ve sezgiler yoluyla aktardığı için özel bir iletişim aracıdır.
7. Etkinlik: “Belirlenen”, “Lütfen Dokunmayın” ve “Fil” metinlerinin anlatım bakımından aralarındaki farklılıkları belirleyiniz. İnsan, her mekânda ve zamanda “anlatma, gösterme ve coşku ile dile getirme” biçimleriyle kendini ifade eder. İncelediğiniz bu metinlerin hangi anlatım biçiminde değerlendirilebileceğini sözlü olarak ifade ediniz.
Beklenen: Coşku ve Heyecanı Dile Getiren Metin
Lütfen Dokunmayın: Göstermeye Bağlı Meitn
Fil: Anlatmaya Bağlı Metin
4. “ Edebiyat ve Hayat” metninden “edebî eser -kurmaca- gerçeklik” kavramlarının hangi anlamlarda kullanıldığını sözlü olarak ifade ediniz.
5. “Sanat Geneli ya da Özü Yansıtır” adlı metinde geçen “Gerçi yazar, hayatı, insanları, onların tutkularını, özelliklerini anlatır ama bu, gerçek hayatı olduğu gibi anlatmak değildir.” ifadesini yorumlayınız.
Sanat Geneli ya da Özü Yansıtır adlı metne göre yazar gerçek hayatta karşılaşılabilecek insanların duygularını, hayallerini tutkularını yansıtır ama bu karakterleri gerçek hayatın gerçek kişileri olarak seçmez, kurmaca bir dünyada anlatır.
6. “Sanat Geneli ya da Özü Yansıtır” adlı metinde yazar edebî metin ve gerçeklik ilişkisini nasıl ifade etmiştir? Açıklayınız.
Edebi eserin gerçek hayatı kurmaca kişilerin gözüyle anlattığı ifade ediyor. Yazara göre anlatılanlar, belli bir karakterin çok daha ötesine geçmektedir. Yazara göre edebi eser gerçekliği yorumlamaya uygun şekilde anlatmalıdır.
7. Tarih, coğrafya, felsefe vb. bilim dallarında bilgi sahibi olan bir yazarla söz konusu alanlarda bilgisi olmayan biry azarın ortaya koyduğu edebî bir metin arasında ne gibi farklar vardır? Bilim alanındaki yeni bulgu ve bilgilerin edebî gerçekliğe bir alt yapı oluşturup oluşturmadığını tartışınız. Tartışma sonuçlarını sözlü olarak ifade ediniz.
8. Etkinlik: Bu ünitenin “Metin” konusunda yer alan Konya ile ilgili 3 ve 4. metinleri gözden geçirmiştiniz. Metinler arasında “gerçeklik” açısından ne gibi farklılıklar olduğunu tartışınız. Her iki metinde farklı bilim ve bilgi alanlarına ait hangi verilerin bulunduğunu belirleyiniz. Belirlediğiniz unsurları aşağıdaki tablodaki noktalı yerlere yazınız.
Beş Şehir adlı metinde yazar Konya ile ilgili bir gerçekliği anlatmış. Sanatsal ifadelerin bulunduğu metinde yazarın hayal unsurları da yer almaktadır. Gerçekliği bakış açısıyla değiştirmiştir.Öznel ifadelere yer verilmiştir.
1084 Sonrası Konya adlı metinde gerçek olduğu gibi yansıtılmıştır. Coğrafya biliminin verilerinden yararlanılmıştır.
9. sınıf Türk edebiyatı ders kitabı cevapları Ekoyay Yayınları Sayfa 39
9. sınıf Türk edebiyatı ders kitabı cevapları Ekoyay Yayınları Sayfa 39
6. Etkinlik: “Bir Eylem Kaç Anlam” başlığıyla verilen cümlelerde “kaldırmak” fiilinin hangi anlamlarda kullanıldığını belirleyiniz. Belirlediğiniz anlamları aşağıdaki noktalı yere yazınız.
• Yere düşen ekmek parçasını alarak özenle duvarın üstüne kaldırdı. (yüksek bir yere koymak)
• Naim Süleymanoğlu, 1992 Barcelona (Barselona) Olimpiyatlarında koparmada 132,5 kg; silkmede 165 kg ve toplamda 297,5 kg kaldırarak altın madalya kazandı. (yerden yükseğe çıkarmak)
• Ahmet Bey’in borcunu ödemesi üzerine banka, iş yerindeki ipoteği kaldırdı. (geçerliliğini yitirmek, geçerliliği kalmamak)
• Soyguncular, bu son olayda yüklü miktarda para kaldırdılar. (çalmak, gasp etmek)
• Kiralık katil, Funda Hanım’ı ortadan kaldırmak için ince bir plan yapmış fakat başarılı olamamıştı. (öldürmek)
• İstanbul’da toprağa gömülü kimyasal atıklar bulunduğu haberi duyulunca sivil toplum kuruluşları ortalığı ayağa kaldırdı. (şiddetle karşı çıkmak, tepki göstermek)
• Küskünlükleri, dargınlıkları aradan kaldırmazsak nerede kalır bizim insanlığımız? (barışmak)
• Sabahları çocuklarını erken kaldırmayı bir alışkanlık hâline getirmişti. (uyandırmak)
• “Duvar alçak olmuş, iki sıra daha örün de duvarı kaldıralım.” dedi. (yükseltmek)
• Sabri Bey vakur bir tavırla “Mustafa Bey, bu hakaretlerinizi artık kaldıramayacağım, istifa ediyorum.” dedi. (tahammül edememek, dayanamamak)
• İngiliz güdümündeki İstanbul Hükümeti, Anadolu’da başlayan Kuvayımilliye hareketinin lideri Mustafa Kemal’i devlete başkaldıran bir asi olarak ilan ediyordu. (isyan etmek)
Kelimelerin farklı anlamlarda kullanılması anlatıcının amacı ve bağlamla ilgilidir.
6. Etkinlik: “Bir Eylem Kaç Anlam” başlığıyla verilen cümlelerde “kaldırmak” fiilinin hangi anlamlarda kullanıldığını belirleyiniz. Belirlediğiniz anlamları aşağıdaki noktalı yere yazınız.
• Yere düşen ekmek parçasını alarak özenle duvarın üstüne kaldırdı. (yüksek bir yere koymak)
• Naim Süleymanoğlu, 1992 Barcelona (Barselona) Olimpiyatlarında koparmada 132,5 kg; silkmede 165 kg ve toplamda 297,5 kg kaldırarak altın madalya kazandı. (yerden yükseğe çıkarmak)
• Ahmet Bey’in borcunu ödemesi üzerine banka, iş yerindeki ipoteği kaldırdı. (geçerliliğini yitirmek, geçerliliği kalmamak)
• Soyguncular, bu son olayda yüklü miktarda para kaldırdılar. (çalmak, gasp etmek)
• Kiralık katil, Funda Hanım’ı ortadan kaldırmak için ince bir plan yapmış fakat başarılı olamamıştı. (öldürmek)
• İstanbul’da toprağa gömülü kimyasal atıklar bulunduğu haberi duyulunca sivil toplum kuruluşları ortalığı ayağa kaldırdı. (şiddetle karşı çıkmak, tepki göstermek)
• Küskünlükleri, dargınlıkları aradan kaldırmazsak nerede kalır bizim insanlığımız? (barışmak)
• Sabahları çocuklarını erken kaldırmayı bir alışkanlık hâline getirmişti. (uyandırmak)
• “Duvar alçak olmuş, iki sıra daha örün de duvarı kaldıralım.” dedi. (yükseltmek)
• Sabri Bey vakur bir tavırla “Mustafa Bey, bu hakaretlerinizi artık kaldıramayacağım, istifa ediyorum.” dedi. (tahammül edememek, dayanamamak)
• İngiliz güdümündeki İstanbul Hükümeti, Anadolu’da başlayan Kuvayımilliye hareketinin lideri Mustafa Kemal’i devlete başkaldıran bir asi olarak ilan ediyordu. (isyan etmek)
Kelimelerin farklı anlamlarda kullanılması anlatıcının amacı ve bağlamla ilgilidir.
9. sınıf Türk edebiyatı ders kitabı cevapları Ekoyay Yayınları Sayfa 37
9. sınıf Türk edebiyatı ders kitabı cevapları Ekoyay Yayınları Sayfa 37
8.
9. Bu metinlerde iletişimi sağlayan yazıdır.İnternet, telefon, televizyon gibi iletişim araçları yazılı, görsel, işitsel iletişim sağlayan araçlardır.
4. Etkinlik:
9. sınıf Türk edebiyatı kitabı cevapları Ekoyay diğer sayfalar
8.
9. Bu metinlerde iletişimi sağlayan yazıdır.İnternet, telefon, televizyon gibi iletişim araçları yazılı, görsel, işitsel iletişim sağlayan araçlardır.
4. Etkinlik:
9. sınıf Türk edebiyatı kitabı cevapları Ekoyay diğer sayfalar
9. sınıf Dil ve Anlatım Ders Kitabı Cevapları Ada Yayınları Sayfa 46
9. sınıf Dil ve Anlatım Ders Kitabı Cevapları Ada Yayınları Sayfa 46
ANLAMA- YORUMLAMA
ANLAMA- YORUMLAMA
1. Her dilin tarihî bir süreç geçirmesi doğal mıdır? Tartışınız. Ulaştığınız sonucu sözlü olarak ifade ediniz.
Milletler, birbirleriyla çeşitli yönlerden etkileşim içinde olduklarından dillerin bunlardan etkilenmesi doğaldır. Bir dilde tarih içerisinde değişimin olması doğaldır. Bu değişim, milletlerin kültürel, siyasi, ekonomik, dini, sosyal durumuyla bağlantılı olarak ortaya çıkar.
2. Türk Dil Kurumu, Türk dilinin korunup geliştirilmesi çalışmalarını günümüzde nasıl sürdürmektedir? Örnekler veriniz.
Bu konuda Türk Dil Kurumu çalışmalar yapmaktadır. Türk Dil Kurumunun dilimize giren yabancı sözcükler Türkçe karşılıklar bulmak, Türkçenin söz varlığını çeşitli iletişim araçları yoluyla tanıtmak, topluma dil bilgisi ve yazım kuralları bakımından öncülük etmek gibi çalışmaları vardır.
3. Millî kültürün korunup gelecek nesillere aktarılmasında dilimizin önemini açıklayınız.
Milli kültür gelecek nesillere dil aracılığıyla aktarılır. Dil, ortak kültür değerlerini kuşaktan kuşağa aktararak geçmişle günümüz arasında bağ kurar. Böylece bireylerde tarih bilincinin oluşmasını sağlar, milletin fertlerinin geleceğe daha güvenle yürümelerini sağlar.
1. Aşağıdaki cümlelerde yargılar doğru ise yay ayraç içine “D”, yanlış ise “Y” yazınız.
• Türk sözcüğü ilk defa XVII. yüzyılda Orhun Abidelerinde kullanılmıştır. (Y)
Doğrusu: Türk sözcüğü ilk defa VIII. yüzyılda Orhun Abidelerinde kullanılmıştır.
• Türklerin Islamiyetin kabulünden sonra Arapça ve Farsça kelimeler Türkçeye girmiştir. (D)
• Türkçenin ilk yazılı ürünleri Göktürkler Dönemine aittir. (D)
• Doğu Türkçesi ile Hakaniye ve Çağatay” Türkçesi şeklinde varlığını sürdürür. (D)
2. Türk dilinin korunması için vatandaş olarak üzerinize düşen görevleri sıralayınız.
3. Aşağıdakilerden hangisi Batı Türkçesi Dönemine ait değildir?
A. Azeri Türkçesi B. Anadolu Türkçesi
C. Gagavuz Türkçesi D. Kırım Türkçesi E. Kazak Türkçesi
CEVAP: E
4. Aşağıdakilerden hangisi Karahanlılar Dönemine ait edebî bir eser değildir?
A. Atabetü’l Hakayık B. Divan-ı Hikmet
C. Divânü Lugâti’t - Türk D. Kutadgu Bilig
E. Muhahemetü’l Lugateyn
CEVAP: E
9. sınıf Dil ve Anlatım Ders Kitabı Cevapları Ada Yayınları Sayfa 44
9. sınıf Dil ve Anlatım Ders Kitabı Cevapları Ada Yayınları Sayfa 44
2. ETKİNLİK:
a) Yunus Emre'nin İlahi adlı şiiri Batı Türkçesinin Eski Anadolu Türkçesi dönemine aittir.
2. ETKİNLİK:
a) Yunus Emre'nin İlahi adlı şiiri Batı Türkçesinin Eski Anadolu Türkçesi dönemine aittir.
9. sınıf Dil ve Anlatım Ders Kitabı Cevapları Ada Yayınları Sayfa 45
9. sınıf Dil ve Anlatım Ders Kitabı Cevapları Ada Yayınları Sayfa 45
9. sınıf Dil ve Anlatım Ders Kitabı Cevapları Ada Yayınları Sayfa 45
b)
b)
XIII. yüzyıl, eski Türkçenin bir kırılma noktasıdır. Bu tarihten sonra Oğuzların Anadolu’ya yerleşmesiyle birlikte “Anadolu Türkçesi'’ adlı verilen yeni bir yazı dili oluşmuştur. | ü |
Batı Türkçesi de denilen bu dönem, Osmanlı Türkçesiyle devam etmiş ve bugün konuşulan Türkiye Türkçesi de Batı Türkçesinin İstanbul ağzı temelinde şekillenmiştir. | ü |
Doğu Türkçesi, Hakaniye ve Çağatay Türkçesi biçiminde devam etmiştir. | ü |
XX. yüzyıl başlarında Orta Asya coğrafyasında uygulanan politikalar sonucunda Kırgızca, Kazakça, Özbekçe gibi Türk yazı dilleri ortaya çıkmıştır. | ü |
c) Türk dilinin tarihi dönemlere ayrılmasındaki kıstaslar:
coğrafi etmenler, siyasi etmenler, savaşlar, göçler, dinin etkisi, kültürel etkiler
ç) Anadolu'ya ilk yerleşen Türkler olan Selçuklular Oğuz boyuna mensup bir Türk topluluğudur. Bundan dolayı Türkçenin Anadolu'da yazı dili olarak gelişmesinde Oğuz ağzının etkisi olmuştur.
9. SINIF DİL VE ANLATIM DİĞER SAYFALARIN CEVAPLARI BURADA
9. SINIF DİL VE ANLATIM DİĞER SAYFALARIN CEVAPLARI BURADA
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)